2020 YILINA GİRERKEN GÖKYÜZÜNE ASTROLOJİK BİR BAKIŞ
2020 yılına Ocak ayı içinde gerçekleşecek olan ve Astrolojik açıdan oldukça yüksek enerjileri bir arada barındıran güçlü etkilerle başlıyoruz. 10 Ocak’ta Yengeç Burcunda gerçekleşecek olan Ay tutulması ve hemen iki gün sonra kesinleşecek Satürn-Plüton Kavuşumu hem bireysel haritalarımızda hem de toplumsal ve siyasi alanda öngörülemez değişikliklere neden olacak fenomenler taşıyor.
Bu iki yüksek enerji birbirinden bağımsız bir şekilde hareket etmediği için (çok yakın açılarla kavuşumda oldukları için) gerek tutulma etkisi gerekse Satürn-Plüton kavuşumunun etkisi çok daha görünür bir şekilde çalışacak.
2017 Aralık ayında Satürn’ün Oğlak burcuna girişi ardından yaklaşık 1,5 yıldır yaşadığımız Yengeç-Oğlak hattındaki tutulmalar, zaten 2008 yılından beri Oğlak’da hareket eden Plüton etkisini katlayarak hayatımıza geçirmeye başlamıştı. Şimdi ise bu üçlüye geçtiğimiz ay büyük iyicil olarak bilinen Jüpiter’de eklendi. Jüpiter her ne kadar büyük iyicil olsa da, büyüteç etkisi ile Oğlak burcunda gerçekleşen bu enerjiyi de büyütecek ve bu yüksek enerji zirve noktasına ulaşmış olacak.
Astrolojide kötücüller olarak bilinen Karmanın efendisi Satürn, en büyük korkularımızı gösteren GAD (Güney Ay Düğümü) ve karşısında kendimizi çaresiz hissettiğimiz dönüşüm gezegeni Plüton’un etkisi özellikle 2019’un yaz aylarında başlayan ve hemen herkesi önemli sınavlardan testlerden geçiren, karşısında kendimizi çaresiz hissettiğimiz konularla ve korkularımızla yüzleştiren bir etki oluşturdu.
Oğlak/Yengeç hattında gerçekleşen bu enerjiler özellikle bireysel olarak ailemiz, köklerimiz, sosyal statümüz, saygınlığımız, kariyerimiz, sorumluluklarımız, sağlam bir yapı oluşturmak üzere attığımız adımlar, yaptıklarımız ve yapamadıklarımız, hayatımızın hangi alanlarda sorumluk almaktan kaçıyoruz? En çok hangi konularda endişe ve korkular yaşıyoruz? En çok disipline olmamız ve hayatın gerçekleriyle yüzleşmemiz gereken alan ne? Bağımlılıklarımız ve bırakmakta zorlandığımız, zarar gördüğümüzü bildiğimiz halde sıkıca tutunduğumuz konular hangileri? gibi sorularımızın cevapları ile birer birer yüzleşmek üzere karşımıza çıkarttı.
Toplumsal ve siyasal alanda ise Satürn, yeniden yapılanma, Pluton ise, güç yıkım ve değişim prensiplerini içerdiği için Oğlak burcunun simgelediği konular olan iş dünyası, ekonomi, otorite, iktidar ve devletle ilgili konularda alıştığımız zeminlerin bir daha eskisi gibi olamayacak şekilde değişeceğini ve dönüşeceğini söyleyebiliriz. Bu yüksek enerjilerle Bankalar, para, yönetim şekilleri ve liderlerle bağlantılı bitişler ve yeni başlangıçlar gündeme gelebilir.
Gökyüzündeki bu büyük ortaklık yaşayacağımız tutulmanın kadersel etkisini artırmakta, bir dönüşüm sürecinde olduğumuzu, yeni bir şeyin başlaması için bir öncekini sonlandırmamızın artık kaçınılmaz olduğunu ve yeni bir başlangıç, yeni bir sayfa açmak için yüksek enerjiler altında olduğumuzu da vurgulamakta.
Yaklaşık 6 aydır bir şekilde yaşadığımız bu etkiler, tutulmanın da bu hatta olması nedeniyle Ocak ayında belki de en yüksek enerjilerle karşımıza çıkabilir. Hayatımızda değişmez dediğimiz, uzun süredir bizi zorlayan rutin konular artık halledilmek ve sonlandırılmak üzere tekrar su yüzüne çıkabilir. Plüton işin içindeyken büyük değişim ve dönüşümler kaçınılmazdır. Yaşamımızdaki eski, işe yaramaz alışkanlıklarımız ve kalıplarımız için artık bitiş zamanıdır. Ancak bu bitişler öyle kolay olmayabilir, Plüton ve Satürn enerjisi devrede olacağı için güçlü bir şekilde direnç gösterebilir, alt üst edici, çalkantılı, karışık ve öngörülemez bir dönemden geçebiliriz. Hiç olmadığımız kadar kararlı, azimli ve inatçı olacağımız bu günlerde, zorlayıcı ve inatçı davranabilir ve uzlaşmaya isteksiz oluruz. Gücümüzü, otoritemizi kullanmak çok daha kolay olacağı için her şeyi ve herkesi kontrol etmek isteyebiliriz. Bu nedenle harekete geçmeden önce dikkatle düşünmekte yarar var, yanlış davranmaktan kaynaklanan geri tepmeler yıkıcı olabilir.
Bu süreçte zorluklara katlanmak için güçlü bir irade gösterebilir, disipline ve organize olabilir, sorumluluğumuzu üstlenip harekete geçebiliriz. Bunu başarmak elbette ki kolay olmayacak. Bu süreç, bizi oldukça zorlayabilir, uzun sürecek çabalar, korkular, karamsarlık ve endişeler, depresif duygular peşimizi bırakmayabilir. Sabırla hareket etmek, bizi tutan korkularımızla yüzleşmek, hayatımızın sorumluluğunu almak gerekir. Bu etkilerin enerjisini iyi anlayabilirsek; eskiye tutunup kalmak, gitmesine izin vermemek yerine, sorumluluk ve disiplin bilinciyle yaşadıklarımızı anlamaya ve kabule geçebilirsek, işte o zaman ödülümüz de muhteşem olacaktır.
Bu süreçte karşımıza çıkan değişimleri mutlaka kucaklamalı ve bu değişimlere ayak uydurmaya çalışmalıyız. Bu değişimler bize büyük fırsatlar olarak geri dönebilir. Adeta hayat sınavlarımızda şifalandığımız bir döngüyü de beraberinde getirebilir bu süreç.
Yani olumlu anlamda gökyüzünün getirdiği güçlü değişim ve yenilenme enerjisi ile geçmişimizle yüzleşip, bize yararı dokunmayan, miadını doldurmuş ve tamamlanmış kavramları yaşamımızdan çıkarabilir, bize zarar veren bağımlılık ve alışkanlıklarımızdan vazgeçebiliriz. Bu değişim-dönüşüm enerjisini içimizde bularak ilerlemek adına yaşam bize yeni bir teklifle yaklaşıyor. Bu dönemde yaratıcı çalışmalar, yazarlık, bilinçaltı ve şifa çalışmaları için oldukça uygun bir enerji altında olacağız. Bu enerji kendimizi daha iyi tanımamıza, sorgulamamıza ve farkındalık kazanmamıza olanak sağlar. Yaşantımıza yenilikler getirir ya da neleri değiştirmemiz gerektiği konusunda bize yol gösterir.
Bu yüksek oktavlı enerji altında atmamız gereken adımları atacak cesareti bulabilmemiz dileğiyle… Sevgiyle kalın…
YanıtlaYönlendir
|